Anasayfam Yap | | | RSS | | | Sitene Ekle | | | Mobil |
![]() |
FATİH AKSU -
esenlertime@hotmail.com TÜRKİYE’ DE SAĞLIK SEKTÖRÜNDE HALKLA İLİŞKİLERİN TARİHİ 14 Ocak 2021 - 98 okunma |
TÜRKİYE’ DE SAĞLIK SEKTÖRÜNDE HALKLA İLİŞKİLERİN TARİHİ Sağlık sektöründe halkla ilişkilerin tarihsel süreci çok ama çok eskilere dayanır. Hekim-hasta ilişkilerinin başlangıcından bugüne tüm sağlık kurum ve kuruluşlarında devamlı yaygın ve yoğun bir iletişim söz konusudur. Hastaneler dünyada ilk kurulduklarında kimsesiz ve fakir hastaların tedavisi ve bakımı için kurulmuşlardır. Uzun yıllar dini kurumlar ve hayır kurumlarının denetiminde hizmetlerini sürdürmüşlerdir. Tıp dışından meslek temsilcileriyle yönetilen hastaneler 20.yüzyıl başlarına kadar bu şekilde hizmet vermiştir. Tıptaki gelişmeler, tıbbi cihaz ve tedavilerin sonuçlar vermesi halk ve ilişkileri pozitif yönde etkilemiştir. Hastanelerin doktorlar tarafından yönetilmesiyle birlikte sağlık sektöründe halkla ilişkiler daha da önem kazanmıştır. Halkla ilişkiler uzmanları sağlık kurumlarında aktif rol oynamışlar ve vazgeçilmez sayılmışlardır. Örneğin, Amerika’da siyasetçiler sağlık sektörüne yenilik verirken halkın baskısını da dikkate almak zorunda kalmışlardır. Kamuoyunun ikna edilmesinde halkla ilişkilerin doğruluğu önemli bir göstergedir. Son zamanlarda AIDS, nüfus ve aile planlaması, trafik kazalarının önlenmesi, sağlıklı hamilelik dönemi ve bebek ölümlerinin azalmasında halkla ilişkiler faaliyetlerinin büyük katkısı olmuştur. Emniyet kemeri takılması ve alkollü araç kullanılmaması için yapılmış halkla ilişkiler kampanyalarının katkısı çok büyüktür. Türk tarihi açısından sağlık alanındaki halkla ilişkileri, Dünya Tıbbının kurucusu İbn-i Sina’nın yaşadığı devre kadar geri sarmak ve ondan sonraki dönemlerden esinlenmek gereklidir. Sağlık sektörünün işleyişine uygun, hedeflenen amacına dönük halkla ilişkiler uygulamalarının tarihsel gelişimi çok eski değildir. Bugün halkla ilişkileri hosteslik hizmeti, hasta kabul ve hasta karşılama olarak görmek aslında yanılgıdır. Hastaları müşteri olarak da görmek de sınırlı bir anlayıştır. Bu tutum genel anlamda halk ve ilişkilerin gerilemesine örnek teşkil ettiği gibi sağlık kurum ve kuruluşlarını da örnek olmaktan çıkarır. Sağlık sektöründe çağdaş boyutta ilk halkla ilişkiler çalışması 1964 yılında yürürlüğe koyulan nüfus planlamasıdır. Bu yasanın halka tanıtımı ile doğum kontrolü sağlanmış ve planlı çocuk sahibi olma düşüncesi topluma benimsetilmiştir. Bu, sağlık hizmetlerinde halkla ilişkiler yöntemlerinin uygulanışında davranış değişikliği yaratılması üzerine en çarpıcı örnektir. Yıllar içinde halkla ilişkiler, yaşamın sağlıklı hale gelmesi, geliştirilmesi, hasta eğitimi, aşı kampanyaları, ücretli veya ücretsiz sağlık taramaları olarak sürdürülmüştür. Belli dönemlerde bulaşıcı hastalık salgınlarında, belli sağlık sorunlarında ve tedavileri konusunda halkı bilinçlendirmek için halkla ilişkiler çalışmalarına hız verilmiştir. Günümüzde özel, kamu, tüm sağlık kurumlarında hasta ve hasta yakınları ile yüz yüze iletişim, diğer hizmet alıcıları ile birebir ilişkiler halkla ilişkiler uzmanlarınca yürütülmektedir. Kurulan sistem bütünlüğünde özel veya devlet sağlık kurumları; hastalar ile olduğu gibi diğer sağlık kuruluşları ve birimleri, aile hekimleri, toplum sağlığı merkezleri, medya ve sigorta şirketleri ve sosyal sağlık kurumu ile karşılıklı iletişim ağı içinde yer almaktadır. Türkiye’nin mevcut sağlık sisteminin temeli 1923-1946 yılları arasında atılmıştır. 1967 yılında ise sağlık hizmetleri sosyalleştirilmiş, hizmetler tarafsız, sürekli ve halkın gereksinimleri doğrultusunda sağlanmıştır. 1980 yılına kadar bu sistem işletilmiştir. 1980 sonrasında sağlık sektöründe devletin rolü azaltılmaya çalışılmıştır. Kısmi düzenlemeler ve özel sağlık kurumsallaşması özendirilerek yepyeni bir sağlık sistemi oluşturulmasına dönük bir yol izlenmiştir. Tüm bu dönem gelişmelerinde; sağlık sektöründeki işleyiş, işletiş, düzen, demografik yapı başta olmak üzere tıp teknolojisi hamleleri, finansal yapı, halkla ilişkiler çalışmaları ile tüm etkenler ve benzer etkileşimler doğrultusunda tahlil edilmiştir. Sektörün rantabl işleyişi için reformlar halkoyuna sunulmuştur. Özellikle 2003 yılından itibaren uygulanan “Sağlıkta Dönüşüm Programı” sağlık hizmetlerinin etkili, verimli, hakkaniyete uygun sunumu ve organizesi açısından bir halkla ilişkiler başarısıdır. İnsan odaklı sağlıkta sürdürülebilirlik, sürekli kalite gelişimi, katılımcılık, uzmanlık, uzlaşmacılık halkla ilişkiler sayesinde kısa zamanda toplumda kabul görmüştür. 2006 yılında uygulanan sağlık programlarının SGK bünyesinde toplanması ve 2012 yılında uygulamaya konulan Genel Sağlık Sigortası ile sağlık hizmetleri sunumu sistemi içerisinde en büyük hizmet alıcısı yine devlet olmuştur. Özel sağlık kurumları da sağlık sunucusu olarak sisteme katkı vermeye başlamıştır. Sisteme ilişkin sorunlar olduğu yönünde muhalefet olmasına karşın; sektörü teşvik eden ve destekleyen, özel sağlık işletmeciliğini korumacı ve yaygınlaştırıcı taraflar farklı halkla ilişkiler faaliyetleriyle halkta olumlu algı yaratmışlardır. Birçok örneklemeyle şekillendirilen iletişim ve diğer uygulamalar ile halkın desteği en yüksek seviyeye çıkarılmıştır. Türkiye sağlık sektöründe kısa süredeki bu değişime olan hoşgörü, halkla ilişkiler tarihindeki en etkin faaliyettir. |
Yorumlar
(0):
|
Yorum Ekle |